Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . Regensburg’da. Sağ, sol eski yapı. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Ludwig’in kalıtı. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Yamaçlarda üzüm bağları. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Tepede bir tapınak. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. . Heybetli ve gururlu duruyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Orada bir heykel. Büyük bir Yunan tapınağı. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kendine vadiler açıyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Sislerin ardında güneş. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. . Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. ",. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Her şey tablo gibi. . 18. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak.

Tuna kıyısında bir gün...

Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Hepsi de küçük ve sevimli. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Orada bir heykel. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Her şey tablo gibi. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sislerin ardında güneş. Tepede bir tapınak. ",. . Sağ, sol eski yapı. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. . Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Regensburg’da. Heybetli ve gururlu duruyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Sislerin ardından güneş çıkıyor. . Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Büyük bir Yunan tapınağı. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Ludwig’in kalıtı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 18. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Kendine vadiler açıyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. . Uzaklardan bir köprü görünüyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Yamaçlarda üzüm bağları. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü.