Olaylar Ve Görüşler: Themis’in gözyaşları - Avukat Erol TÜRK

 
Olaylar Ve Görüşler: Themis’in gözyaşları - Avukat Erol TÜRK Olaylar Ve Görüşler: Themis’in gözyaşları - Avukat Erol TÜRK

Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.   Kendisi bu anayasaya göre cumhurbaşkanı seçilmiştir, bu anayasadan aldığı yetkileri kullanmaktadır, varlık nedeninin bu anayasa olduğunu, asıl görevinin anayasayı korumak olduğunu bilmesi gerekir. Nedeni anlaşılıyor.  Her şey halkın gözleri önünde oluyor. TBMM’de, Saray’da hazırlanan ve yasa yapma tekniğine uygun olmayan, yandaşların ve sarayın istediği tasarılar bir torbaya yerleştiriliyor ve iktidar partisi ile küçük ortaklarının Meclis’teki üyeleri, içeriğini bilmedikleri, zahmet edip okumadıkları metinleri oylayıp yasalaştırıyorlar. Her güne yeni bir zam fırtınasıyla uyanan halkımız dudağının kanını emmek zorunda kalıyor. 2007 yılında FETÖ’cü yargıç ve savcıların başlattığı kumpas davaları ile ülkemizde bir hukuk katliamı yaşandı.   Yaşananlardan bir şey anlamayan iyi niyetli dindar insanları geçim derdini unutturmak için din ile kandırıyorlar. Ancak bir tek cumhuriyet savcısı soruşturma başlatmıyor.  AVUKAT EROL TÜRK",. Bugün adliye koridorlarında, kent meydanlarında hilafet, şeriat çığlıkları atılıyor. Kılıcı, teraziyi ve gözlerinin kapalı olması adil ve hukukun evrensel ilkelerine uygun karar verilmesi gerektiğini anlatır. Anayasanın bütün kuralları emredicidir. Kendilerince yargılama yaptığını sananlar hukukun canına okuduğu gibi adaleti içinden çıkılmaz kör kuyulara hapsettiler. Türk halkının örgütlü bir toplum olarak aydınıyla, işçisiyle, memuruyla ve kentlisi köylüsü ile birlikte Cumhuriyet değerlerini, Atatürk devrim ve ilkelerini, laik Cumhuriyeti, ortaçağ artığı gerici, ilkel kalkışmalara karşı canı pahasına koruyacak güce sahip olduğunu kimse unutmasın. Meclis hukuk komisyonlarında çalışan hukukçu milletvekilleri mesleklerine ve ettikleri milletvekili yemine uygun davranmıyorlar. Yunan mitolojisindeki adalet tanrıçası Themis’i bir elinde terazi, bir elinde kılıç ve gözleri kapalı bir kadın heykeli temsil eder. Ancak o kocaman binaların içinde hukuk, adalet, vicdan ve hukukun iç ahlakı yoktur. Böylece toplumun büyük bir kesimini korkuttular. Bu kuralların birine dahi uymamak anayasal suçtur ve anayasayı “tebdil, tağyir ve ilga” suçlarından yargılanmayı gerektirir.  DEVRİMLER SAVUNULACAKAnayasa ile teminat altına alınmış olan temel hakların, özgürlüklerin, mülkiyet hakkının, toplantı ve gösteri haklarının saldırıya uğraması, bu saldırı iktidar tarafından yapılsa dahi toplumun, anayasal haklarının korunması için direnmesi meşru-yasal bir haktır. Yazık.   Anayasanın başlangıcında egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu, bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, anayasada gösterilen özgürlükçü demokrasi ve hukuk düzeni dışına çıkamayacağı yazılıdır ve başlangıçta yazılanlar anayasaya dahildir. AKP döneminde yapılan büyük adalet saraylarında, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi önünde insanları, gözleri kapalı Themis heykeli karşılar.   ANAYASAYA AYKIRIBu nedenle adalet tanrıçası Themis sessizce gözyaşı döküyor. Çünkü AKP genel başkanı “şeriata karşı gelmek dinsizliktir” anlamına gelebilecek gerçekdışı açıklamalar yapıyor.   Anayasa Mahkemesi’nin kararı alt mahkemece uygulanmıyor. Laiklik ilkesi gereği; kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmaması gerekir. Yargıç ve savcı cüppesi giymiş örgüt üyeleri bu ülkenin onurlu subaylarını, gazetecilerini, aydınlarını, rektörlerini ve hatta genelkurmay başkanını cezaevine atarak yargı eliyle cinayetler işlediler.

Olaylar Ve Görüşler: Themis’in gözyaşları - Avukat Erol TÜRK

Anayasanın bütün kuralları emredicidir. Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Kılıcı, teraziyi ve gözlerinin kapalı olması adil ve hukukun evrensel ilkelerine uygun karar verilmesi gerektiğini anlatır. Bugün adliye koridorlarında, kent meydanlarında hilafet, şeriat çığlıkları atılıyor.   ANAYASAYA AYKIRIBu nedenle adalet tanrıçası Themis sessizce gözyaşı döküyor. Türk halkının örgütlü bir toplum olarak aydınıyla, işçisiyle, memuruyla ve kentlisi köylüsü ile birlikte Cumhuriyet değerlerini, Atatürk devrim ve ilkelerini, laik Cumhuriyeti, ortaçağ artığı gerici, ilkel kalkışmalara karşı canı pahasına koruyacak güce sahip olduğunu kimse unutmasın. Yazık. Meclis hukuk komisyonlarında çalışan hukukçu milletvekilleri mesleklerine ve ettikleri milletvekili yemine uygun davranmıyorlar.   Anayasa Mahkemesi’nin kararı alt mahkemece uygulanmıyor. Laiklik ilkesi gereği; kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmaması gerekir.   Anayasanın başlangıcında egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu, bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, anayasada gösterilen özgürlükçü demokrasi ve hukuk düzeni dışına çıkamayacağı yazılıdır ve başlangıçta yazılanlar anayasaya dahildir. Yunan mitolojisindeki adalet tanrıçası Themis’i bir elinde terazi, bir elinde kılıç ve gözleri kapalı bir kadın heykeli temsil eder.   Kendisi bu anayasaya göre cumhurbaşkanı seçilmiştir, bu anayasadan aldığı yetkileri kullanmaktadır, varlık nedeninin bu anayasa olduğunu, asıl görevinin anayasayı korumak olduğunu bilmesi gerekir.  Her şey halkın gözleri önünde oluyor.  AVUKAT EROL TÜRK",. Yargıç ve savcı cüppesi giymiş örgüt üyeleri bu ülkenin onurlu subaylarını, gazetecilerini, aydınlarını, rektörlerini ve hatta genelkurmay başkanını cezaevine atarak yargı eliyle cinayetler işlediler. Bu kuralların birine dahi uymamak anayasal suçtur ve anayasayı “tebdil, tağyir ve ilga” suçlarından yargılanmayı gerektirir.   Yaşananlardan bir şey anlamayan iyi niyetli dindar insanları geçim derdini unutturmak için din ile kandırıyorlar. Çünkü AKP genel başkanı “şeriata karşı gelmek dinsizliktir” anlamına gelebilecek gerçekdışı açıklamalar yapıyor. 2007 yılında FETÖ’cü yargıç ve savcıların başlattığı kumpas davaları ile ülkemizde bir hukuk katliamı yaşandı.  DEVRİMLER SAVUNULACAKAnayasa ile teminat altına alınmış olan temel hakların, özgürlüklerin, mülkiyet hakkının, toplantı ve gösteri haklarının saldırıya uğraması, bu saldırı iktidar tarafından yapılsa dahi toplumun, anayasal haklarının korunması için direnmesi meşru-yasal bir haktır. Kendilerince yargılama yaptığını sananlar hukukun canına okuduğu gibi adaleti içinden çıkılmaz kör kuyulara hapsettiler. TBMM’de, Saray’da hazırlanan ve yasa yapma tekniğine uygun olmayan, yandaşların ve sarayın istediği tasarılar bir torbaya yerleştiriliyor ve iktidar partisi ile küçük ortaklarının Meclis’teki üyeleri, içeriğini bilmedikleri, zahmet edip okumadıkları metinleri oylayıp yasalaştırıyorlar. Böylece toplumun büyük bir kesimini korkuttular. Ancak o kocaman binaların içinde hukuk, adalet, vicdan ve hukukun iç ahlakı yoktur. AKP döneminde yapılan büyük adalet saraylarında, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi önünde insanları, gözleri kapalı Themis heykeli karşılar. Her güne yeni bir zam fırtınasıyla uyanan halkımız dudağının kanını emmek zorunda kalıyor. Ancak bir tek cumhuriyet savcısı soruşturma başlatmıyor. Nedeni anlaşılıyor.