Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Her şey tablo gibi. Sislerin ardında güneş. Yamaçlarda üzüm bağları. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. ",. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Biraz ileride büyükçe bir alan. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Sislerin ardından güneş çıkıyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Regensburg’da. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Ludwig’in kalıtı. . Tepede bir tapınak. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Sağ, sol eski yapı. Hepsi de küçük ve sevimli. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. . Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Orada bir heykel. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. 18. Büyük bir Yunan tapınağı. Uzaklardan bir köprü görünüyor. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Kendine vadiler açıyor. . MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında.

Tuna kıyısında bir gün...

Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. . Hepsi de küçük ve sevimli. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. ",. Ludwig’in kalıtı. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. . . Sislerin ardında güneş. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Yamaçlarda üzüm bağları. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Heybetli ve gururlu duruyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Orada bir heykel. Tepede bir tapınak. Kendine vadiler açıyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Büyük bir Yunan tapınağı. Regensburg’da. Sağ, sol eski yapı. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Her şey tablo gibi. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. . Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. 18. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler.