Doğaya yabancılaşan insan

 
Doğaya yabancılaşan insan Doğaya yabancılaşan insan

Kendimizi onun dışında hatta ona karşıt bir konuma yerleştirirken artık animist değil son derece mekanik bir diyolog kurmaya başlamış olduk. Doğayı anlamaya çalışan insan sonuçta fizik konusuna gelir. Sen mi yoksa ben mi diyerek onunla girdiğimiz gizli savaşa kazanmayı hedefliyoruz. MÖ. İşte bu doğadan uzaklaştığımız ilk kareydi. Artık insan düşünen bir varlıktı, matematik ve geometriyle zihinsel süreçleri açıklayabilirdi. Doğanın denklemlerini çözerek onu aşmayı planlıyoruz. Tüm bedenler birer makine gibiydi. “Düşünüyorum, öyleyse varım” (Cogito, ergo sum) ifadesiyle herşeyden şüphe etti, bir tek kendi aklından değil. Doğa filozofları olarak adlandırılan düşünürler evrendeki düzeni ve ilkeleri anlamaya çalışmışlardı, ilk maddenin ne olduğunu sorarak evrendeki logosun ve aklın peşine düşmüşlerdi. Bir çok filozofa ilham olmuş Herakleitos, doğadaki oluş, bozuluşa ve değişime dikkat çekti. Peki nasıl oldu da biz doğaya yabancılaştık ve onun içinde değil, onun dışındaymış gibi davrandık. 6 yy. Onun dualistik felsefesiyle zihin ve beden birbirinden ayrıldı. Descartes ile her şey değişti. Yunanca phusis yani doğa kavramı, ‘fizik’ kelimesinin kökenidir. . Antik Yunan filozofları mitlerin efsanevi hikayelerini geride bırakıp doğanın nasıl işlediğine kafa yormuşlardı. İnsan düşünen varlık olarak hiyerarşide üst sırada yerini almıştı.

Doğaya yabancılaşan insan

Sen mi yoksa ben mi diyerek onunla girdiğimiz gizli savaşa kazanmayı hedefliyoruz. Onun dualistik felsefesiyle zihin ve beden birbirinden ayrıldı. Kendimizi onun dışında hatta ona karşıt bir konuma yerleştirirken artık animist değil son derece mekanik bir diyolog kurmaya başlamış olduk. Descartes ile her şey değişti. Peki nasıl oldu da biz doğaya yabancılaştık ve onun içinde değil, onun dışındaymış gibi davrandık. Tüm bedenler birer makine gibiydi. Yunanca phusis yani doğa kavramı, ‘fizik’ kelimesinin kökenidir. Doğayı anlamaya çalışan insan sonuçta fizik konusuna gelir. Artık insan düşünen bir varlıktı, matematik ve geometriyle zihinsel süreçleri açıklayabilirdi. İnsan düşünen varlık olarak hiyerarşide üst sırada yerini almıştı. Doğa filozofları olarak adlandırılan düşünürler evrendeki düzeni ve ilkeleri anlamaya çalışmışlardı, ilk maddenin ne olduğunu sorarak evrendeki logosun ve aklın peşine düşmüşlerdi. İşte bu doğadan uzaklaştığımız ilk kareydi. MÖ. . 6 yy. Antik Yunan filozofları mitlerin efsanevi hikayelerini geride bırakıp doğanın nasıl işlediğine kafa yormuşlardı. Doğanın denklemlerini çözerek onu aşmayı planlıyoruz. “Düşünüyorum, öyleyse varım” (Cogito, ergo sum) ifadesiyle herşeyden şüphe etti, bir tek kendi aklından değil. Bir çok filozofa ilham olmuş Herakleitos, doğadaki oluş, bozuluşa ve değişime dikkat çekti.