Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Regensburg’da. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Sislerin ardında güneş. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. 18. ",. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Tepede bir tapınak. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. . Heybetli ve gururlu duruyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Büyük bir Yunan tapınağı. Yamaçlarda üzüm bağları. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Her şey tablo gibi. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kendine vadiler açıyor. Orada bir heykel. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Sağ, sol eski yapı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. . Ludwig’in kalıtı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. . yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Hepsi de küçük ve sevimli.

Tuna kıyısında bir gün...

. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Sislerin ardında güneş. Büyük bir Yunan tapınağı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. ",. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Yamaçlarda üzüm bağları. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Ludwig’in kalıtı. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Kendine vadiler açıyor. 18. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Hepsi de küçük ve sevimli. Sağ, sol eski yapı. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Biraz ileride büyükçe bir alan. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. . Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Orada bir heykel. Regensburg’da. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Her şey tablo gibi. Tepede bir tapınak. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. . Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek.