Güçlü olmak dengeyle ilgili

 
Güçlü olmak dengeyle ilgili Güçlü olmak dengeyle ilgili

Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. . . Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. (Gülüyor. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. ",. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Eskiden sosyal medya mı vardı. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. - Songül çok güçlü bir kadın. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Şimdi sekiz yaşında oldular. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır.

Güçlü olmak dengeyle ilgili

Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. . - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Eskiden sosyal medya mı vardı. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. . Şimdi sekiz yaşında oldular. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. - Songül çok güçlü bir kadın. ",. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. (Gülüyor. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum.